7 Eylül 2007 Cuma

Oyun bağımlılığı

Not: Bir yerlere yazmıştım bunu, burada da bulunsun.

Haberlere konu oldu, yasaklamalar/sınırlamalar getirildi, kimi çevrelerde anti oyun ebeveyn kampanyaları düzenlenirken kimi çevreler de inadına, köpüresiye o sandalyeye kök salmaya devam etti. Ülkemizde fazla gündeme getirilmese de, Amerika ve uzak doğu ülkelerinde, ölüm olaylarından da ötürü medyayı fazlaca meşgul etmiş ve kimi yazarları oyun düşmanı, kimi oyun dergilerini de oyun düşmanı düşmanı etmiş bir durum bu. Peki oyun bağımlılığı nedir, böyle bir bağımlılık var mıdır, sebepleri nelerdir?

Öncelikle; "neden oyun sevgili Olcay?" sorusunu ciddi oyuncuların bakış açısından cevaplamaya çalışacağım, zira internet kafe oyuncularının oyun oynama (veya bağlanma) sebebi basitçe eğlencedir.

Sıradan oyuncuları bilmem ama “power gamer”lar için geçerliliği olan biyolojik bir olay vardır ki, bu da oyun esnasında dopamin salgısının artmasıdır. Basitçe anlatmaya çalışayım; normalde nörotransmiter maddedir bu, yani bir sinir hücresinin bittiği yer ile öteki sinirin başlangıcının arasındaki boşlukta kimyasal madde salgısıyla sinirler iletilir, bu kimyasal maddeye de nörotransmiter madde denir. Şimdi konumuza gelecek olursak; uzmanlar yüksek miktarda dopaminin (ki oyun bağımlılarında tespit edilir bu) uyuşturucu kullananlardaki yüksek dopamin miktarıyla çok yakın olduğunu söylüyorlar. Vücut, belli oranda dopamin salgısı miktarına alıştığında, azalmasına tahammül edemiyor ve "daha" diyor. Bu olaylar Positron Emission Tomography denen (kısaca PET) sistemle görüntülenebiliyor. (bkz: 4. kaynak) Uzatmadan Türkçe'sini söyleyelim bunun: bağımlılık.*

Dopaminin nasıl bir etkisi var peki? Yine argümanlarımı sağlamlaştırmak adına "uzmanlar" sözcüğünü kullanacağım kusura bakmayın ama, bu adamlar dopaminin en önemli etkilerinden birinin "haz duygusu" olduğunu düşünüyorlar. (farelerle yapılan bir deneyde farelerin hoşuna giden şeylerde dopamin salgısının arttığı gözlenmiş) Dopamin ve oyunlar konusunda pek çok tıbbi soru şu an için araştırılmayı bekliyor, ama Amerika'da bazı hastanelerde (mesela McLean Hospital'da varmış) "Oyun Bağımlılığı Servisleri" var ve psikologlarla kol kola veren araştırmacılar, bu soruların cevaplarını arıyorlar.

Peki "oyun bağımlılığı" dediğimiz şey net olarak nedir? Öncelikle söyleyelim, tıbbi literatürde henüz böyle bir bağımlılık yok, en azından psikolojik düzensizlik durumlarını açıklayan Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders kitabında yer almıyor. Ama araştırmalar bunun sadece dopamin tabanlı basit bir zevk bağımlılığı olmadığını ve gerçekten böyle bağımlılık olduğunu gösteriyor. Mesela biraz önce sözünü ettiğim McLean Hospital'ın oyun bağımlılığı servisindeki Dr. Orzack, bunun sosyal baskı veya kalabalık içerisinde bir yere ait olma çabasıyla alakası olabileceğini belirtmiş. Hadi bir yere ait oldu bu arkadaşlar, niye daha fazla oynuyorlar o zaman? Daha fazla oynuyorlar ki, ait oldukları sanal gruba kendilerini kanıtlayabilsinler, ay em dı king triplerine girsinler diyor Orzack. Peki niye "oyun" oynayarak bir gruba ait olmaya çalışıyor bu arkadaşlar, mesela niye sabahtan akşama kadar film izleyerek kendini tatmin etmeye çalışmıyor? Bunun sebebinin, oyunların en gelişmiş eğlence aracı olduğunun düşünülmesi olabilir -ki bu bence de doğrudur; daha doğrusu fiyat-performans açısından en iyisi sayılabilir. (mesela Disneyland'e gitmek daha eğlenceli olabilir ama bu daha pahalıdır ve her zaman yapılabilecek bir şey değildir) Dolayısıyla, Ockham'ın Usturası açısından bakacak olursak, en iyi olan en basittir, dolayısıyla en iyi eğlence şekli oyunlardır ve bu arkadaşların "oyun" oynayarak bir yere ait olma çabası anlaşılabilirdir.

"Video games are not an addiction, they're just something to do" diye bir yorum okudum bir yerde ve düşündüm; oyun bağımlılığı sözcüğünü kullanmamıza sebep olan nedir, oyunlar bağımlılık mıdır, bağımlı olanlar nasıl bağımlı olmuşlardır? Bunun tahmin edemeyeceğimiz kadar çok sebepleri olabilir ama yine de birkaçını belirtmekte fayda var; örneğin bir sebep yukarıda belirttiğim "ait olma" duygusudur. Buradan hareketle kimi oyun bağımlılarının "geek" olmadığını, oyunlara saldırmadan önce de "geek" olduğunu, sadece hayatını kolaylaştırmak için oyunlara sarıldığını söyleyebiliriz ve bir çok bilinen "oyun bağımlıları geektir" genellemesini çürütmüş oluruz -bir başka genelleme yaparak.** Peki kimler bağımlı olur? Bunun genetik olduğunu söylüyorlar. Yani kimilerimiz, bağımlı olmaya, basitçe, daha yatkınız ve dopamine karşı daha fazla zafiyetimiz var.

Kişilere göre bu oyunun değiştiği gibi bana kalırsa oyunlara göre de değişiyor: sanıyorum çok az kişi Tiger Woods Golf oyununun World of Warcraft'tan daha bağımlılık yapıcı olduğunu söyleyebilir. Ve sanıyorum ki yine çok az kişi, bunun nedenini açıklayabilir. Benim düşüncem odur ki, oyunların bağımlılık yapıcı olmasındaki temen etmen "gelişim" faktörüdür ve bu açıdan RPG (stratejileri de katabiliriz) oyunlarının diğer oyunlardan maça 1-0 önde başlama gibi bir üstünlüğü vardır. Gelişimin bağımlılık yapıcılığı, yukarılarda bir yerde değindiğim vücudun dopaminin belli miktarına alıştığı zamanda daha fazla istemesi olabilir. Her RPG oyununun aynı etkide bağımlılık yapamamasının nedeni de basitçe, her oyunun bünyede ayrı oranda dopamin salgılatması olabilir. Kısacası kıytırık bir RPG oyununda vücut şöyle diyor: bağlanmayacağım kardeşim, sevmiyorum, zorla mı.

Biraz uzattık ama demeye çalıştığım şey, bu olayın biyolojik temelli olduğudur. Oyunun bağımlılık mı, yoksa sadece yapılacak bir şey mi olduğuna etki eden de bizzat budur. Hepinize bol eğlenceli, az bağımlılıklı oyunlar dilerim efenim.

* - bağımlılık dediğimiz şeyin illa ki bir maddeye bağımlılık olması gerekmiyor, nitekim Dr. Mark Griffiths alışverişe, uyuşturucuya veya gece gündüz belgesel izlemeye olan bağımlılığın biyolojik açıdan çok benzer olduğunu belirtiyor
** - lütfen geek terimini Türkçe kullanmadığım için kıllanmayın, gay gibi bir kelimedir o bana göre, orijinaliyle kullanmak daha iyidir

Bazı kaynakları da yazayım, hem daha fazlasını merak edenler için, hem de yazımız daha bir karizmatik dursun diyerekten:

1 yorum:

Adsız dedi ki...

famous chronicles birth inge ustr roscoe bpnqd tenet courts obscene philip
lolikneri havaqatsu